83 7362 Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği mülga Konsolide metin
Demokratik hukuk devletinde güdülen amaç ne olursa olsun,kısıtlamaların, bu rejimlere özgü olmayan yöntemlerle yapılmaması ve belli birözgürlüğün kullanılmasını önemli ölçüde zorlaştıracak ya da ortadan kaldıracakdüzeye vardırılmaması gerekir. İçerik yönetimine ilişkin düzenlemelerde kurulması gerekenmenfaat dengesinin önemini Avrupa’da yaşanan bu mevzuat gelişmeleri ortayakoymaktadır. Bu gelişmeler internete erişim, ifade özgürlüğü, haberleşmeözgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı etkisi yoğun olan birdüzenlemenin etki analizi yapılmaksızın hızla kabulü sonrasında çeşitlisorunların doğabileceğinin somut örnekleridir. İçeriğin açıkça hukuka aykırılığının tespitinindeğerlendirilmesinin zorluğu ve vuku bulabilecek bildirimlerin çokluğu, 24saatlik sürenin son derece kısa olduğunu göstermektedir. Bu uygulamalar bir önleyici idari tedbir olarak da nitelendirilemez,çünkü korunun kamusal bir menfaat olmadığı gibi kararı veren de idari bir mercideğildir. Sulh ceza hakimliklerinin idari kolluk yetkisi kullanma yetkisibulunmadığı da izahtan varestedir. Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Maddelerine aykırıdır, iptal edilmesigerekir. Onuncu fıkrada ise maddenin uygulanmasına ilişkin usul veesasların Kurum tarafından belirleneceği kuralına yer verilmiştir. Buna göremaddenin uygulanmasıyla ilgili usul ve esasları BTK belirleyecektir. Önceliklemadde öngörülen tüm düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduğu yukarıda ayrıntılıolarak açıklanmıştır. Dolayısıyla anayasaya aykırı olan kurallarınuygulanmasına ilişkin usul ve esaslar da anayasaya aykırı olacaktır. Diğer taraftan bu yükümlülük bütün sosyal ağ sağlayıcılaraçısından değil, Türkiye’den günlük erişimi bir milyonun üzerinde olan ağsağlayıcılar için geçerlidir. Ancak bu tespitin nasıl yapılacağı konusundayasada bir açıklık bulunmamaktadır. Bu belirsizlik hangi platformların yasayave yasada öngörülen yükümlülüklere ve yaptırımlara tabi olduğu konusundaöngörülemezlik yaratmakta ve idareye keyfi davranma imkânı tanımaktadır. Bu haliyle kural öngörülemezdir ve bir kanunda bulunması gerekenöngörülebilirlik ve keyfi müdahalelere karşı güvence içerme niteliklerinitaşımadığından temel hakların kanunla sınırlandırılması ilkesini de ihlaletmektedir. Bütün bu hususlar dikkate alındığında kuralda öngörülen cezamiktarının ölçülü olmadığı açıktır. Zira ölçülülük ilkesinin alt ilkesi olanorantılık prensibine göre bir kişinin hakkına yapılan müdahale ile kamunun eldeedeceği fayda arasında makul bir denge gözetilmemiş ve kişi ağır bir bedelödemek zorunda bırakılmışsa yapılan müdahalenin ölçülü olduğu söylenemez. İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Ancak idareye dava açmadan önce itirazda bulunmak bir zorunluluk olmayıp tercihe göre doğrudan dava açılması yoluna da gidilebilir. Maddesinde sadece “askeri mahkemede” ibaresi yer almaktadır. [48] Bilgin, s.51-52; Koçyiğit ; AsCK’nun 136/1-C. Maddesinin askeri kabahat olduğunu belirtmekte, 477 SK’nın 56. Maddesinin nöbet yerini terk ve başka surette nöbet talimatına aykırı hareket edenlerin bu fiillerinden dolayı hizmet aksamış veya maddi zarar doğmamışsa uygulanacağını, hizmet aksamış veya maddi zarar doğmuş ise AsCK’nun 136/1-C. Maddesinin uygulanması gerektiğini, ancak AsCK’nun 136/1-C. Ancak, 4551 SK’la yapılan değişiklik sonrası maddede düzenlenen suçun cezası “iki seneye kadar hapis” olduğundan askeri kabahat olduğunu savunmak artık mümkün değildir.
Avrupa hukukuna aykırılıktezleri ise hizmetlerin serbest dolaşımı ilkesinin ihlal edildiği argümanınadayanmaktadır. Öte yandan yargı kararlarının bildirilmesi de yargılamanın birparçası olup yukarıda tebligata ilişkin düzenlemeler doğrudan hak aramahürriyetine ilişkindir. Bu kapsamda yargı kararlarının ESB aracılığı ilebildirilmesi Anayasanın 9. Maddesinde güvence altına yargı yetkisinin, TürkMilleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı ilkesine aykırıdır.Özel hukuk kişisi olan ESB mahkeme kararlarının bildirilmesine ilişkin olarakyetkilendirilemez. Hâkim tarafından verilen karar Erişim Sağlayıcıları Birliğinegönderilmekte ve bu karar Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılarile erişim sağlayıcıya gönderilmekte ve kararın gereğinin derhâl, en geç dörtsaat içinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Görüldüğü gibi içerik veya yersağlayıcı süreçte hiçbir şekilde yer almadan, talepten haberi bile olmadankararı uygulamak zorunda kalmaktadır. Uygulamaması halinde ise adli para cezasıile karşı karşıya kalacaktır. Dolayısıyla hukuk sistematiğine uymayan bu kurumun kendine özgübir hak arama yolu olduğu söylenebilecektir. Türk hukuk sistematiğinde özelkişiler tarafından hakkının ihlal edildiğini ileri süren kişilerin bu haklarınıelde edebilmek için hukuk mahkemelerinde dava açmaları ve bu dava kapsamındatedbir talebinde bulunmaları mümkündür. Bazı istisnai hallerde idareden dehakka yönelik tecavüzün giderilmesi istenebilir.
- Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, kınama cezasının uygulanmasını gerektirir.
- Bu sınıftaki bir işletmenin denetimi neticesinde, toplum ve çevre sağlığı açısından zararlı olduğu tespit edilirse, işletmenin faaliyeti, noksanlıklar ve aykırılıklar giderilinceye kadar durdurulabilir.
- “Özürsüz olarak 1 yılda toplam 20 gün göreve gelmemek” (657 SK m.125/E-d).
Halbuki oda hapsi cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olduğu sonucuna, sadece AİHM’nin yorumu ile değil, AsCK’nun 19., 21. Maddelerindeki açık düzenlemeler ile ulaşılmaktadır. İç hukukumuz oda ve göz hapsi cezalarını hürriyeti bağlayıcı ceza olarak kabul etmiştir. Maddesi gereği Sözleşmeye aykırı şekilde özgürlüğü sınırlanan kişilerin mahkemeye başvurma hakları bulunmaktadır. AYİM bu kararında adeta çatışmanın, iç hukuk normlarıyla AİHM’nin yorumu arasında olduğunu ve AİHM’nin yorumunun iç hukuk normlarını etkisiz kılamayacağını ifade etmektedir. Maddelerindeki düzenlemeleri ve AİHS’nin 5/4.
Maddelerinde açıkça belirtilmiş hem de AİHM kararlarıyla tespit edilmiştir. Bu nedenle oda hapsi disiplin cezasının AİHS çerçevesinde de irdelenmesi gereklidir. Anayasa Mahkemesi gerekçesinde; Anayasa koyucunun, Anayasa’nın 38. Maddesinde yer alan düzenleme nedeniyle Anayasaya aykırılık bulunmadığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. Maddesi ile ilgili bir değerlendirmede bulunmamıştır.
1982 Anayasası’nda ise; 1961 Anayasası’ndan farklı olarak bazı idari işlemler yargı denetimi dışında bırakılmıştır. Bunlar; Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler (md.105/2, 125/2), Yüksek Askeri Şura kararları (md.125/2), olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (md.148/1), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarıdır (md.152/4). Maddesinde; “Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan sorumlu bulunan her şahıs bu sorumluluk kararını yahut mahkumiyet hükmünü daha üst derecede bir mahkemeye inceletmek hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılması, kullanabilme şartları da dahil olmak üzere kanunla düzenlenir. Her ne kadar AİHM, subay üyelerin bağımsızlığı konusunda yeterli güvenceler bulunduğunu tespit etmiş ise de, subay üyelerin amiri durumunda olan makamlar genellikle iptali istenen idari işlemleri tesis eden makamlar olup Mahkeme önünde davalı konumunda bulunmaktadırlar. Örneğin Genelkurmay Başkanlığının bir işleminin iptalinin istenildiği bir davada, Genelkurmay Başkanlığı tarafından mahkemeye üye olması için önerilen subay üyeler ne kadar objektif olurlarsa olsunlar, davacılar tarafından bağımsız ve objektif olduklarının kabulü çok zor görünmektedir. Bu algıyı ortan kaldırmak için subay üyeler ya mahkeme yapısından çıkarılmalı yada emekli olana kadar mahkemede görev yapmaları sağlanmalıdır. AYİM, görev alanına giren konularda menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davalarını ve hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarını doğrudan doğruya ve kesin olarak karara bağlar. AYİM’in verdiği kararlar verildiği andan itibaren kesParibahis güncel giriş(AYİM m.21/1). Disiplin mahkemelerinden verilen kararlara karşı üç günlük itiraz süresi vardır ve bu süre tefhim veya tebliğden itibaren başlar. Tefhim veya tebliğ tarihi bu süreye tabi değildir.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi de bir kararında 1612 Sayılı Kanunun 3. Maddesindeki aleniyet prensibine aykırı olduğunu belirtmiştir[599]. AİHM, genel olarak askerlik ve polislik gibi mesleklere ilişkin disiplin cezalarını, barolar ve meslek odası gibi kurumların üyelerine uyguladığı disiplin yaptırımlarını 6. Bu husustaki kriter Pellegrin kararı ile ortaya konmuştur. Maddenin korumasından yararlanamayacaklarına karar vermiştir[590]. Bugün için ise, disiplini temin için tutuklama yetkisinin 1982 anayasasında ilk defa yer alan 38. Fıkrası karşısında anayasaya aykırı olduğunu iddia etmek pek mümkün görünmemektir. 1982 anayasasının 38/8 maddesine göre “idare kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir yaptırım uygulanamaz. Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” Bu maddenin gerekçesinde ise, “fıkra kişi hürriyetinin ağır tehdidini teşkil eden hapis cezalarının yalnız mahkemelerce hükmedileceği; yani bunun bir “idari müeyyide” olarak (mesela disiplin cezası) idare tarafından uygulanmayacağı esasını getirmektedir. Farklı bir disiplin rejimini bilen silahlı kuvvetler bu yasağın dışında bırakılmıştır” denmektedir.
Bu gönderme sırasında, toplanan tüm deliller uygun şekilde ambalajlanır ve hem fezlekede, hem de dizi pusulasında gösterilir. Dosya üzerine silsileye uygun bir gönderme yazısı eklenerek; sanık gözaltına alınmışsa, sanıkla birlikte adamlı olarak gönderilir. Şikayet; şikayet üzerine kamu adına kovuşturulan suçlarda, suçtan zarar gören ya da şikayet hakkına sahip diğer kişiler tarafından, kanunda gösterilen belirli şekil ve sürelere uyularak, kovuşturma yapılmak üzere ilgili makama başvurulmasıdır. İhbarların, Jandarmaya iletilmesinde herhangi bir özel şekil şartı aranmaz. Sözle yapılan ihbarlar için ihbar tutanağı düzenlenir. Ancak, suçtan zarar görenlerin ihbarını ayırdetmek için, düzenlenen ihbar tutanağının başlığı “Şikayet Tutanağı” olarak yazılır.